TRmanga

TRmanga İnsan Hakkında Bilinmesi Gereken Her şey.

Cover Image

İNSANIN VÜCUT YAPISI

admin Genel 9 dakika

Öbür memeliler gibi, insanın da aynı genel tipe ya da örneğe (modele) uygun yapılışta olduğu besbellidir. İnsan iskeletinin bütün kemikleri, maymun, yarasa, ya da fok iskeletindeki uygun kemiklerle karşılaştırılabilir. Bu, insanın kasları, sinirleri, kan damarları ve iç organları için de böyledir. Bütün organların en önemlisi olan beyin bile, Huxley’in ve başka anatomicilerin gösterdiği gibi, aynı kurala uyar.

Bunun karşıtına tanıklık eden Bischoff, insan beynindeki önemli bütün yarık ve kıvrımların, orangutan beyninde benzerleri olduğunu kabul etmekte, yalnız, insan ve orangutan beyinlerinin, gelişimlerinin hiçbir döneminde tümü ile uyuşmadıklarını, tam bir uyuşmanın da beklenemeyeceğini eklemektedir. Çünkü, öyle olsaydı, ikisinin zihinsel yetileri de aynı olmak gerekirdi. Vulpian, şöyle demektedir: “İnsan beyni ile yukarı maymunlarınki arasında gerçek pek az fark vardır. Bu konuda bir yanılgı söz konusu değildir. İnsan, beynin anatomik ıraları (character) bakımından, insan-biçimli (anthropomorphous) maymunlara, öbür memeliler şöyle dursun, kuyruklu maymunlardan ve makaklardan bile daha yakındır.” Burada, insan ile yukarı memeliler arasında, beyin yapısı ve vücudun öbür parçaları bakımından görülen uygunluğun ayrıntılarını vermek gereksizdir.

Bununla birlikte, yapı ile doğrudan doğruya ya da açıkça bağlantısı olmayan, ama bu uygunluğu ya da hısımlığı çok güzel gösteren birkaç nokta, belirtilmeye değer.

İnsan kuduz, çiçek, sakağı (ruam), frengi, kolera, vb. gibi belirli hastalıkları aşağı hayvanlardan kapmaya ve onlara bulaştırmaya doğuştan yeteneklidir. Bu olgu, onların kanlarının ve dokularının ince yapıları ve bileşimleri bakımından pek benzer olduğunu, en iyi mikroskop altında, ya da en iyi kimyasal çözümleme (analysis) ile yapılan karşılaştırmalarından çok daha açıkça göstermektedir. Maymunlar, bulaşmayan aynı hastalıkların birçoğuna yakalanmaya, bizim gibi, doğuştan yeteneklidir. Cebus Azarae’yi kendi yurdunda ve uzun süre titizlikle gözleyen Rengger,7 bu maymunun, bilinen belirtilerle nezleye yakalandığını; ve sık sık nezle olmanın bu hayvanda vereme yol açtığını buldu. Bu maymunlarda inme (apoplexy), bağırsaklarında yangı, gözlerinde perde (cataract) de oluyordu. Yavruları, süt dişleri dökülürken, çok kez aşırı ateşten ölmekteydi. İlaçların bu hayvanlardaki etkisi, bizdekinin aynı idi. Maymun çeşitlerinin birçoğu çaydan, kahveden ve ispirtolu içkilerden pek hoşlanır. Tütün içmeyi de pek sevdiklerini kendi gözlerimle gördüm. Brehm, Kuzeydoğu Afrika yerlilerinin yabanıl babunları [(baboon) bir uzun-kuyruklu maymungil türü, Papio cynocephalus –ç.], sert bira ile dolu şişeler bırakıp sarhoş ederek yakaladıklarını bildirmektedir. Brehm, kafeste tuttuğu bazı babunları bu durumda görmüştür ve onların davranışları ve yüzlerini garip garip ekşitmeleri üzerine bir yığın gülünç şey anlatır: “Maymunlar, ertesi sabah çok huysuz ve keyifsizdiler; ağrıyan başlarını elleri arasına almışlardı ve pek acıklı bir durumları vardı. Bira ya da şarap verilince tiksinti ile başlarını çevirdiler, ama limon suyundan hoşlandılar.” Bir Amerika maymunu, bir Atales, konyakla sarhoş olduktan sonra, birçok kimseden daha akıllıca davranıp, bir daha konyağa el sürmemişti. Bu önemsiz olgular, tat sinirlerinin insanda ve maymunda ne kadar benzer olduğunu ve sinir sistemlerinin ne kadar benzer yolda etkilendiğini göstermektedir.

İnsana tebelleş olan dış asalakların (parasite) ve bazen öldürücü etkileri olan iç asalakların hepsi, öbür memelilere tebelleş olanlarla aynı cinsten ya da familyadandır, ve uyuz da aynı türdendir. İnsan, öbür memeliler, kuşlar ve hatta böcekler gibi, gebeliğe benzer normal süreçlerin yanısıra, olgunlaşmanın ve çeşitli hastalıkların da sürelerinin ay dönemlerini izlemesine yol açan aynı anlaşılmaz yasanın etkisinde kalmaktadır. Yaraları, aynı iyileşme süreci ile kapanır. Kol ve bacakların kesilmesinden sonra artakalan parçalar, insanda da, özellikle embriyonal dönemin başlarında, en aşağı hayvanlarda olduğu gibi, bazen biraz yenilenme (regeneration) yeteneği kazanır.

En önemli iş olan üreme süreci, bütün memelilerde, erkekle buluşmadan başlayarak ta doğuma ve yavrunun beslenmesine dek baştan sona, göze çarpar ölçüde aynıdır. Maymunlar, doğdukları zaman, bizim bebeklerimiz gibi, kendilerine bakamayacak durumdadırlar; ve belirli cinslerde, yavru ile erginler arasındaki görünür fark, çocuklarımızla tam gelişmiş ana babaları arasındaki fark kadardır. Kimi yazarlar, çocuğun öbür hayvan yavrularından çok daha ileri bir yaşta erginliğe ulaşmasını önemli bir fark olarak ileri sürmektedirler. Oysa tropikal ülkelerde yaşayan insan ırkları göz önünde tutulursa, fark büyük değildir, çünkü orangutanın 10-15 yıldan önce erginleşmediğine inanılmaktadır. Erkek kişi, kadından, irilik, vücut kuvveti, kıllılık, vb. bakımlardan olduğu gibi, zekâca da, tıpkı memelilerin çoğunun iki eşeyinde (sex) olduğu gibi, farklıdır. Öyle ki, genel yapılışta, dokuların ince yapısında, kimyasal birleşimde ve yapıda, insan ile yukarı hayvanlar, özellikle insan-biçimli (anthropomorphous) maymunlar arasındaki uygunluk son derece büyüktür.